Avrupa Birliği’ne (AB) üye herhangi bir ülkeye ihracat yapan üreticiler ve firmalar halihazırda Komisyon tarafından yayınlanan ve AB tek pazarında uyulması zorunlu teknik ve idari gerekleri yakından tanımakla beraber çoğunlukla iç piyasaya yönelik üretim yapmakta olan küçük ve orta ölçekli üretici ve ithalatçıların bir kısmı sistemi tam olarak tanımamaktadır.
Bu makalede genel olarak piyasa gözetim ve denetimi (PGD) temel yönleri ile açıklanırken, AB teknik mevzuat sistemi içinde yer alan tüm ürün gruplarını ilgilendiren ve özel olarak da enerji ile ilgili ürünleri üreten ve piyasaya arz eden tüm tedarikçilerin yakından bilmesi gereken temel yasal düzenlemeler AB içindeki karşılıkları ile verilecektir.
Ayrıca, TEVMOT Projesi kapsamında gerçekleştirilen elektrik motorları tarama test programı örneği üzerinden anlatılacak olan ve tüm taraflar (Sektör/Kamu/Test Kuruluşu vs.) açısından kazan&kazan durumu oluşturan “tarama test ve denetim programlarının” avantajları ele alınacaktır.
TEMEL YÖNLERİ İLE PİYASA GÖZETİM VE DENETİM SİSTEMİ
Avrupa Birliği uygulamaları bağlamında ele alındığında piyasa gözetimi ve denetimi, esas olarak piyasada yer alan ürünlerin; tüketicilerin, çalışanların, kullanıcıların sağlık ve güvenliğine herhangi bir tehdit oluşturmamasını temin etmek üzere gerçekleştirilen faaliyetlerin tümüdür. Piyasa gözetimi ve denetimi aynı zamanda çevre sağlığı ve güvenliğini de sağlamakla doğrudan ilgilidir ki, bu alt başlık denetim alanında gerek AB gerekse diğer ülkelerde son yıllarda giderek çok daha fazla yoğunlaşılan alanlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kamu otoritelerinin piyasa gözetim ve denetimi sorumluluğunu tüm yönleri ile etkin olarak yerine getirmesi durumunda yukarıda bahsedilen amaçların yanı sıra ülke ekonomisine, üreticilere ve genel olarak tüm ticari hayat açısından önemli yararlar elde edilmektedir. Bu yararlardan en önemlileri;
- Adil rekabet ortamının yaratılması,
- Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin rekabet gücünün ulusal ve uluslararası düzeyde artmasının sağlanmasıdır.
Piyasa gözetim ve denetimi doğru araçlarla etkin uygulandığında düzgün ve adil işleyen bir Pazar/Piyasanın garantisidir.
Ancak PGD sadece Kamu otoritesinin yapmakla yükümlü olduğu bir faaliyet değil; üretim ve satış zincirinde yer alan tüm aktörlerin rol aldığı ve sorumluluklarının olduğu bir sistem bütünüdür.
Avrupa Komisyonu tarafından 90’lı yılların ortalarından itibaren düzenlenmeye çalışılan bu alan, aralıklı olarak iyileştirilmiş ve bu gün artık bir sistem bütünü olarak yeniden kurgulanarak (öncelikle 765/2008/EU; 768/2008 ve son olarak 2019/1020/EU sayılı düzenlemelerle) AB üye ülkelerinde ve ülkemizde önemli gelişmeler elde edilmiştir.
Günümüzde PGD politikaları, geçmiş yıllarda hem Avrupa’da hem de ülkemizde uygulanan “denetle&cezalandır” yaklaşımından oldukça farklı bir yere konumlandırılmıştır.
Aşağıda “dikey düzenlemeler” kapsamında hangi ürünü üretirse üretsin bir üretici/tedarikçinin haberdar olması ve genel olarak içeriklerini bilmesi gereken yasal düzenlemeler ve bunların anlaşılması ve doğru uygulanması için hazırlanan rehber, karşılaştırmalı olarak listelenmiştir.
Düzenleme Tipi | Avrupa Komisyonu Düzenlemeleri | Ulusal Düzenlemeler |
YATAY DÜZENLEMELER (Çerçeve mevzuat) |
765/2008/EC Ürünlerin Piyasaya arzı ile ilgili “Akreditasyon ve Piyasa Gözetimi İle İlgili Genel Kurallar” 768/2008/EC Ürünlerin AB pazarına girmesine dair karar (765/2008/EC tamamlayıcı) 2001/95/EU Genel Ürün Güvenliği Direktifi 2019/1020/EU sayılı Piyasa gözetim sistemine dair en son yayınlanan çerçeve direktif. |
7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu (R.G. No 31066/ 12 Mart 2020) |
DİKEY DÜZENLEMELER (Ürün/Ürün Grubu) |
LVD EMC Makineler Enerji verimli ürünlerin enerji etiketleme ve eko tasarım düzenlemeleri Oyuncaklar vs. |
LVD EMC Makineler Enerji verimli ürünlerin enerji etiketleme ve eko tasarım düzenlemeleri Oyuncaklar vs. |
Standartlar-Gönüllü Anlaşmalar | AB harmonize standartları(EN) İyi Mühendislik Uygulamaları Son teknolojik uygulamalar Üretici inisiyatifi ile geliştirilen yöntemler |
TSE’nin AB’den harmonize edilen standartları (TSE-EN) İyi Mühendislik Uygulamaları Son teknolojik uygulamalar Üretici inisiyatifi ile geliştirilen yöntemler |
Rehber* | Blue Guide 2016 | Mavi Rehber-Ticaret Bakanlığı |
* Avrupa Komisyonu tarafından rehberler hem yatay hem dikey düzeyde (ürün bazında) yayınlanabilmektedir. Burada sadece çerçeve (yatay) rehbere yer verilmiştir.
Bu listede yer verilen rehber dışında yer alan tüm düzenlemeler yasal olarak bağlayıcı olmalarına rağmen tüm bu düzenlemeleri ve sistemi anlamak bakımından rehber tek başına oldukça önemlidir. Bu rehberde örneğin; üretici/tedarikçiyi yakından ilgilendiren piyasaya arzın hangi noktada başladığı, eşdeğer ürün modelinin ne anlama geldiği, piyasaya girmiş bir üründen kimin sorumlu olduğu gibi kavramların yanı sıra ürünün birkaç bileşenden oluşması; ya da bitmiş bir ürünün bir bileşeni olarak üretilmesi durumunda sistemin nasıl çalıştığı gibi ayrıntılara yer verilmektedir.
Sistemin tüm tarafları açısından önemli olan bu rehber; üretirken, ithal ederken, uygunluk değerlendirmesini gerçekleştirirken ve hatta denetlerken sürekli başvurulma ihtiyacı duyulacak metinlerdir.
PGD otoritesinin yetkileri :
Tüm bu düzenlemeler kapsamında otoriteler;
- Ürünleri piyasaya arz aşamasında
- Piyasada
- Kullanıma alındığı yerde (özellikle makineler, basınçlı ekipmanlar ve asansörler gibi ürün grupları için) denetimini gerçekleştirir. Bu denetimleri ani ve rastsal yapabileceği gibi belli plan ve projeler çerçevesinde de gerçekleştirebilir.
Bu denetimler sonucunda dikey düzenlemelere uygun olmayan ürünleri yatay mevzuatların verdiği yetkilerle piyasadan toplama, hatta tüketiciden geri çağırma ve kamuya duyurulma gibi ağır yaptırımlardan idari para cezaları, düzeltme gibi kısmen daha hafife doğru önlem ve yaptırımlar uygulanabilmektedir. Avrupa Komisyonu, yaptırımları kesin hükümlere bağlamamış olup her ülke kendi politikalarını benimsemekte serbest bırakılmıştır. Ancak, düzenlemelerin idari ve teknik şartlarının sağlanamadığı her bir durum için belli önlemlerin alınması zorunluluğu prensibe bağlanmıştır.
Aşağıda yer alan tablo, AB üye ülkeleri genelinde yaptırım uygulama piramidini göstermektedir.
Uygunsuz ürünlerle ilgili bazı AB üye ülke yaklaşımları:
Bu piramitten de görüleceği gibi üye ülke PGD otoriteleri ekonomik operatörlere karşı “ılımlı yaklaşımı” esas almaktadır. Buna göre tespit edilen herhangi bir uygunsuzluk “major” olmadığı ve düzeltilebilir olduğu sürece öncelikle üreticiye bildirim yapılıp iletişime geçilir ve karşılıklı değerlendirme yapılır. Üretici/İthalatçının yapıcı yaklaşımı bu noktada otoriteler için çok önemlidir. Sorunu tanıyıp, düzeltme için ne kadar gönüllü olduğu AB PGD otoriteleri acısından uygulanacak yaptırım ve alınacak önlemlerin seviyesine doğrudan etki etmektedir. Üretici/ithalatçı davranışına, soruna yaklaşımına göre sırasıyla piramidin üst aşamalarına geçilmektedir. Genellikle olumlu sonuçlar alınan bu yaklaşımla hem tedarikçi hem PGD otoritesi kazanmaktadır.
AB ile Gümrük Birliği Anlaşmalarımız gereği tüm bu sisteme doğrudan taraf olan ülkemizde yaklaşık 20 yıl önce kurulan ve zamanla geliştirilen PGD sisteminde gerek piyasa aktörleri gerekse Kamu otoriteleri önemli bir bilgi birikimi ve deneyime kavuşmuş, hatta bazı alanlardaki deneyimleri “iyi uygulama örnekleri” olarak AB üye ülke muhatapları ile paylaşılmaktadır.
Ancak, ülkemizde yürürlükteki bulunan ve çerçeve prensipleri belirleyen yasalar yukarıda verilen piramitte yer alan AB üye ülke uygulamaları gibi PGD otoritelerine esneklik sağlamamaktadır. Her ne kadar son güncellemeler ile ülkemizde PGD Kuruluşlarına kısmen bazı inisiyatifler ile esneklik sağlanmış olsa da halen AB üye ülkelerinde uygulanmakta olan “hayati olmayan uygunsuzlukların” tespiti durumunda kullanılması ön görülen “ılımlı yaklaşım-soft approach-” için yasalar yeteri kadar yer bırakmamaktadır. Buna rağmen mevcut yasal düzenlemelerden taviz vermeden bir takım ara mekanizmalarla “klasik denetim” yerine “hata oluştuktan sonra bulup, hatayı cezalandırmak“ yerine hatayı önlemek; yani mevcut ya da olası sorunları analiz edip tüm tarafların iş birliği ile nasıl önlenebileceğine dair çözümlere yönelmeyi amaçlayan araçlar kurgulamak mümkün görünmektedir.
Genel PGD yöntem ve araçları
PGD otoritesi, denetim faaliyetlerini kategorik olarak ;
- Reaktif (kaza, şikayetler v.s)
- Proaktif (planlı) olarak yapabilir.
Kaza ya da şikayetler ve benzeri durumlarda başlatılan denetimlerde çoğunlukla doküman kontrolü, fiziki muayene, numune alım ve test aşaması gibi bir standart bir PGD sürecinin tüm aşamaları uygulanır.
Ancak proaktif yaklaşımda; seçilen ürün kategorisine, piyasa dinamiklerine, ilgili teknik mevzuatın gereklerine bağlı olarak uygulanacak denetim yöntemi belirlenir. Bu tür planlamalarda denetim sonucunda elde edilmek istenen amaçlar çok iyi belirlenmelidir.
Standard PGD süreçlerinin yanı sıra, bu gün gelinen noktada denetimde tarama yöntemi özellikle Enerji Verimliliği alanındaki denetimlerde büyük önem kazanmaya başlamıştır.
Enerji Verimliliği düzenlemeleri doğası gereği başarılı tarama denetimleri yapmaya olanak sağlar. Düzenlemeler ürün üzerinde ve beraberindeki dokümanlarda bir çok bilginin verilmesini zorunlu kılar. Bu zorunluluk PGD otoritelerine yine düzenlemelerde yer alan hesaplama metotlarını kullanarak beyan değerlerinin belli bir seviyede doğrulanabilme şansını verir. Enerji ile ilgili ürün düzenlemelerinin çok yönlü ve çok çeşitli parametreler içermesi değişik seviyede ve içerikte tarama denetimi yapma olanağı sağlar. Bu nedenle bu alandaki ürünlerle ilgili iyi planlanmış bir tarama denetiminin başarılı olma şansı da yüksektir.
Tarama yönteminde seçilen ürün grubunda;
- Ürün üzerinde bulundurulması zorunlu bilgilerin kontrolü,
- Teknik belgelerin kontrolü,
- Çeşitli markalardan sadece birer birim ürün seçilerek test ettirilmesi gibi sadece belli bir metot seçilir.
Bu yöntemlerden birinin uygulanması sonucunda elde edilen sonuçlara göre PGD kuruluşu uygunsuzluğun yoğunlaştığı ürünlerde gerek görmesi halinde “standart denetim” süreçlerini başlatabilir.
Nerede kullanılır:
- Yeni bir mevzuatın yürürlüğe girmesi
- Belli bir uygunsuzluğun tekrarlanması
- PGD otoritesinin sektör dinamiklerini anlama ve tanıma ihtiyacı
- Mevzuatın ya da ürün grubunun karmaşık olması gibi çeşitli durumlarda kullanılır.
Diğer yöntemlere göre faydaları:
- Tarama sonunda elde edilmek istenen amaç/çıktı belirlenir;
- Düzenlemelerin gerektirdiği kontrol parametrelerinden sadece amaca uygun olan az sayıda parametrenin kontrol edilmesi sağlanır;
- Kontrol listeleri herhangi bir denetçinin kolayca ve hızla yapabileceği şekilde tasarlanır;
- Denetim yapılacak potansiyel marka /modeller, tedarikçiler masa başı çalışmaları ile belirlenir ve piyasanın çoğunluğunun temsil edilmesi sağlanmaya çalışılır.
Üzerindeki belli bir bilginin, plakanın ya da etiketin/dokümanın var olup olmadığının kontrol edilmesi şeklinde olabileceği gibi regülasyonun belirlediği bir değerin aranması şeklinde de olabilir.
Nasıl uygulanır:
Kontrol listelerinin tarama yapmaya uygun olarak sadeleştirilmiş olması bu tür denetimleri temel denetim bilgisi olan herhangi bir denetçinin yapmasına olanak sağlar. Dolayısıyla bu tür denetimler geniş katılımla ve yüksek sayıda denetimlerle sonuçlanır ve doğal olarak kısıtlı kaynakla belli bir alanda kalmak yerine yaygın bir denetim gerçekleştirilmiş olur.
Denetimler satıcılarda doğrudan ürüne yönelik olarak yapılabileceği gibi sadece tedarikçiler ziyaret edilerek de gerçekleştirilebilir.
Bir tarama programı sonuçlarının değerlendirilmesi:
Tarama denetim programlarının en önemli avantajlarından biri de sonuçların değerlendirilmesi ve alınacak aksiyonların belirlenmesinde PGD kuruluşlarına diğer standart denetimlerden biraz daha esnek bir alan bırakabilme şansının yaratılabilmesidir. PGD otoritesi halen kanuni çerçeve içinde kalmak koşulu ile tedarikçi lehine bazı ara çözümler geliştirebilmektedir. Ancak bu ara çözümler başlangıçta tarama denetim programının nasıl kurgulandığı ile doğrudan ilgilidir.
Ulusal ve uluslararası projeler kapsamında yürütülen tarama programının PGD yetkili kuruluşlarına ve üreticilere/tedarikçilere sağladığı katkılar:
Bilindiği gibi enerji verimliliği ile ilgili her düzenlemede PGD doğrulama başlığı yer almaktadır. Bu başlık denetimden sorumlu PGD otoriteleri için hazırlanmıştır. Bu bölümde, üreticinin beyan değerlerini test ederek doğrulamak isteyen PGD otoritelerinin izlemeleri gerekli belli yöntemler ele alınmaktadır.
Genel olarak, (örneğin aydınlatma ürünlerinde sayılar farklıdır) önce tek bir birimin test ettirilmesi, bu birimin test sonucunun uygunsuz çıkması durumunda ise herhangi bir yasal işlemin başlatılabilmesi için ilave 3 numunenin daha alınarak teste tabi tutulması öngörülür.
Ancak, numune alım ve test işlemleri için belli bir kaynak ayrılmış TEVMOT ve benzeri projelerde uygulanan tarama programları her bir model üründen tek bir numuneyi piyasadan satın almaktadır. Numuneler PGD otoritesi temsilcilerinin katılımı ile alınsa da doğrudan resmi bir denetim süreci kapsamı dışında tutulabilmektedir.
Bu durum ise gerek PGD Kuruluş gerekse üretici ve tedarikçiler acısından bazı önemli avantajlar sağlamaktadır.
Tedarikçiler açısından bu yöntemin en önemli avantajı ortaya çıkan uygunsuzlukları resmi yaptırımlar başlatılmadan düzeltme şansını bulmasıdır.
Bakanlık, ulusal ve uluslararası projelerin finansman desteğini kullanarak standart bir denetimden elde edebileceğinden çok daha geniş bir marka/model çeşitliliğine piyasayı yaklaşık temsil edebilecek önemli verilere ulaşmaktadır.
Aşağıda TEVMOT Projesi kapsamında gerçekleştirilen tarama test programı bu bağlamda incelenerek uygulamaları ve sonuçlarına dair ayrıntılara yer verilmiştir.
TEVMOT Projesi Elektrik Motorları Tarama Programı Örneği:
Küçük ve orta ölçekli işletmelerde enerji verimli motorların kullanımının teşvik edilmesi amacıyla yürütülmekte olan TEVMOT Projesi’nin faaliyet bileşenleri altında tarama test programı belirlenmiştir. Programa göre, eko tasarım düzenlemeleri kapsamında yer alan elektrik motorlarından numune alınarak enerji verimlilik seviyelerinin test ettirilmesi planlanmıştır.
Bu faaliyet sonucunda elde edilmek istenen amaçlar;
Piyasada yer alan ürünlerin enerji verimliliklerinin mevcut düzenlemeye uygunluk seviyelerinin ölçülmesi,
- İki ayrı aşamada gerçekleştirilecek bu faaliyetle programın piyasa üzerindeki etkisini tespit etmek,
- Söz konusu ürünlerin piyasa gözetim ve denetiminden sorumlu olan Bakanlığa bu ürün grubu ve sektörüne yönelik geliştirilecek planlama ve stratejiler için bir temel oluşturmak,
- Sektörde ve özellikle satış zincirinde yer alan dağıtıcı ve satıcıların teknik düzenleme gerekleri ve enerji verimli ürünlerle ilgili farkındalıklarının arttırılmasına destek olmak,
- Proje kapsamında sağlanan desteklerle kapasitesi arttırılan TSE test laboratuvarlarında yapılacak testlerle PGD otoritesi, üretici/ithalatçı ve test muayene kuruluşu arasında bilgi ve tecrübenin oluşması ve paylaşılmasına katkı sağlamak hedeflenmiştir.
Bakanlık temsilcilerinin de yer aldığı bir ekiple, piyasada yer alan satıcı ve bayilerden, satın alınma Yöntemi iki ayrı aşamada numune alımı gerçekleştirilmiştir. Farklı marka ve güç aralıklarında toplam 67 numune alınmıştır.
Alınacak numunelerin marka, model ve sayılarının belirlenmesi aşamasında bazı belli kriterler ve veriler baz alınmıştır:
- Markanın kullanım yaygınlığı
- İthalat verileri
- Bakanlık PGD verileri
- TEVMOT Projesi motor değişim program saha verileri
- Yeni teknik düzenleme kapsamı
Tüm numuneler TSE tarafından test edilmiş ve raporlanmıştır.
Test sonuçlarına yönelik genel değerlendirme:
Elektrik motorlarının ilgili eko tasarım düzenlemelerinde, PGD otoritelerinin kendi denetimleri kapsamında gerçekleştireceği test sonuçlarının değerlendirilmesinde kullanılmak üzere belli toleranslar belirlenmiştir.
Proje kapsamında gerçekleştirilen tarama test programı sonucunda ürünlerin çoğunluğu işte bu “toleransların” kullanımı ile ancak “uygun” bulunmuştur. Yani test edilen ürünler tebliğ şartlarını sağlıyor görünmekle beraber düzenlemede belirtilen eşik değerlere oldukça yakın sonuçlar elde edilmiştir.
Dolayısıyla, bu tespit bazı üreticilerin üretim aşamasında firma beyan değerlerini oluştururken söz konusu toleransları dikkate almış olabileceği ihtimalini ortaya çıkarmıştır. Bu durum, yerli ürünlerde ve genel olarak 90 kW altı anma güç aralıklarına sahip kategorilerde daha fazla görülmüştür.
Bu sonuçların, gerek ürünleri üreten/piyasaya arz eden firmalar gerekse denetimden sorumlu kamu tarafı için belli aksiyonları almayı gerektireceği açıktır. Ancak, bu tür tarama programlarında Bakanlık firmaları uyarma ve ürünleri iyileştirmeye ilişkin bilgilendirir.
Yukarıda da belirtildiği gibi standart bir denetim sürecinde Bakanlığın 3 adet daha numune alması ve bu ilave 3 numunenin sonuçlarının ortalamasına göre karar vermesi gerekirdi. İlave 3 numunenin ortalamasının uygunsuz bulunması durumunda ise Bakanlık yatay kanunlar kapsamında her türlü önlem ve idari yaptırımı uygulamakla yükümlü olacaktı.
TEVMOT Projesi kapsamında yürütülen tarama programında standart bir denetim süreci uygulanmamıştır. Numunelerin, proje kaynakları ile satın alınmış olması ve PGD tarama programı şeklinde gerçekleştirilmesi doğrudan bir “yaptırım” uygulama zorunluluğunu gerektirmese de “önlem” almakla ilgili Bakanlığa önemli bir veri girişi sağlamıştır.
Ayrıca, standart denetim süreci dışındaki bu tür tarama programlarında aynı aralık içinde piyasayı temsil eden önemli tüm aktörlere ulaşılabildiği için Bakanlık ve sektör yan yana gelerek ilgili teknik mevzuatın tam olarak uygulanmasının önünde varsa teknik ve ekonomik zorlukların aşılması yönünde iş birliği geliştirilebilme şansı ortaya çıkar. Böylece, sadece piyasada yer alan ekonomik aktörlerinin değil Kamu otoritelerinin de piyasa dinamikleri, sorunları ve beklentileri gibi konularda “farkındalıkları arttırılmış olur”.
Özetle;
Tarama programının faydalarını taraflar açısından özetlemek gerekirse;
Bakanlık, elektrik motorlarının enerji verimliliği ile ilgili kısa ve orta vade denetim-gözetim faaliyetlerini planlamalarında tarama test programı sonuçlarını dikkate alarak, kaynaklarını sorunlu alanlara ve marka/modellere yönelterek denetim faaliyetlerini çok daha etkin ve verimli gerçekleştirme şansına sahip olmuştur.
Bakanlık açısından önemli diğer bir avantaj ise bu tarama programı ile kısa zamanda neredeyse tüm piyasayı temsil eden geniş yelpazede marka/modele ulaşma imkanını yakalamış olmaktır.
Üreticiler/tedarikçiler, tarafından baktığımızda ise bu tür tarama programlar ürettikleri ya da ithalatını yaptıkları ürünlerin uygunluk seviyesinin tarafsız olarak doğrulanması veya herhangi bir uygunsuzluğun tespit edilmesi durumunda kendi süreçlerini gözden geçirme şansını doğurmuştur.
Üretici/tedarikçi, standart resmi bir denetim kapsamında uygunsuz çıkan ürün için idari yaptırımların yanı sıra test maliyetlerini karşılamak zorunda kalacak iken bu tür tarama programları sayesinde bu maliyetlerin yüküne katlanmadan ve ağır idari süreçlere maruz kalmadan kendi önlemlerini alma, tasarım ve üretim süreçlerinde düzeltme yapma fırsatı bulacaktır.
Test Muayene kuruluşları, özellikle de yeni kurulmuş laboratuvarlar açısından bu tür programların katkısı oldukça önemlidir.
Enerji verimliliği düzenlemeleri kapsamında yer alan ürünlerin piyasaya arzından önce yapılması zorunlu uygunluk değerlendirme işlemleri tarafsız bir test muayene kuruluşunu zorunlu kılmamakta, “self-declaration” yani firma tarafından yürütülen test ve hesaplama sonuçları esas alınarak yapılan beyanlara dayanmaktadır. Bu durum ise bağımsız test muayene kuruluşlarına test için yeterli numune akışını olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
TEVMOT ve benzeri projeler kapsamında gerçekleştirilen tarama test programları, enerji verimliliği testleri için kurulan oldukça yüksek yatırım maliyetleri olan laboratuvarların kendi sistemlerini kontrol etme, geliştirme, karşılaştırma yapma şansını verirken, sektörle iletişimi başlatarak karşılıklı tecrübe ve bilgi paylaşımı kanallarının açılmasına vesile olmaktadır.
Her bir numune alımı; satıcı, dağıtıcı, ithalatçı ve üretici tüm ekonomik operatörler üzerinde bir etki yaratmaktadır. Numune alım işleminin sadece kendisi bile satıcıların ürünlerin uyması gereken özellikle plaka, işaretleme, etiketleme gibi ürün üzerinde taşınma zorunluluğu olan bilgilerle ilgili farkındalıklarını arttırmaktadır.
Sonuç olarak, tüm taraflara “kazandıran” bir model olarak bu ve benzeri tarama programlarının sektör/Bakanlık/test muayene kuruluşlarının iş birliği ile ulusal düzeyde devam ettirilmesinin gerek Kamunun kaynaklarının etkin kullanılmasına gerekse piyasaya giren ürünlerin enerji verimliliği ile ilgili düzenlemelere uygunluk seviyelerinin bir an evvel arttırılmasına oldukça önemli katkılar sağlayacağı görülmüştür.